Paperback, In Turkish, “Altimda akip giden yol ve arkamda birakip gittigim yillar bir sürü günah ve hata sakliyordu. Bizi insan yapan seyin içimizdeki iyilik olmadigini fark edeli çok uzun seneler olmustu. Bizi insan yapan sey, içimizdeki seytandan baskasi degildi. O bizi yönlendiriyor ve asla aklimiza gelmeyecegini sandigimiz ilhamlar veriyordu. O bizden ibaretti ve biz de ondan ibaret yasiyorduk. Iyi insan olmak bir yanilsamaydi sadece ve nedense buna kendimizi inandirmak için çabaliyorduk.” Neden bilmiyorum ama dudaklarimdan su sözler dökülünce ben bile “Insanlarin günahlarini yazmak isterdim.” “Benden baslayabilirsin hocam...” dedi “Sana daha önce anlatmadigim bazi günahlarimi çikarabilirim ama bir sartla, ismimi yayimlamayacaksin.” Iliski uzmani, yazar Adil Yildirim, kaleme aldigi bu son kitabinda, insan dogasinin “iyi görünümünün’’ ardindaki karanlik odaya adim atiyor. Herkesin kendine itiraf edemedigi sakli sirlari, yasanmisliklari, yükleri ve zaferleri vardir. Yasananlar, kaderin döngüsüyle “tuhaf’’ sekilde uyumlanarak, hayat yolculugunu sekillendirir. Simdi herkesin kendisiyle “yüzlesme’’ zamani. Bu kitapta aktarilan hayat hikâyeleri, 40 yasini geçmis insanlarin itiraflaridir.
Adil Yildirim Reihenfolge der Bücher




- 2022
- 2022
İtalyan dostum, onu izleyen bakışlarımı ve sessizliğimi görünce sözlerine devam etti: Hayata devam etmek âşık olmak anlamına gelir. Benim yaşımda bir adam başka neyden heyecan duyabilir ki? Yaşamak hissetmektir ve hissetmek sadece aşk ile mümkün olabilir. Bir kadının ruhunda saklı milyonlarca duygu vardır ve ben bu duyguları keşfetmeyi seviyorum. Her gün Müzeyyen Hanım'da yeni huylar görüyorum, bunları keşfetmek beni hem şaşırtıyor hem de ayakta tutuyor... Hayatımızı betimleyecek tek bir an vardır; o anı bulabilenler hayatı yaşamış sayılırlar... Yaşadığımız hiçbir deneyimin tesadüf eseri olmadığının farkına vardığımızda, hayatın anlamını kavramaya başlarız... Adil Yıldırım bu defa spiritüel bir roman ile okuyucularını selamlıyor. Dört kitaptan oluşan serinin ilk romanı 'Zamanın Sessiz Ruhu', altmış beş yaşındaki bir İtalyan bankacının, Roma'da tanıştığı Müzeyyen Hanım'a âşık olup İstanbul'a taşınmasıyla başlar. Hayatının sonbaharında yeniden aşkı bulan Sandro, İtalya'da tanıştığı genç dostu Tolga ile ruhsal deneyimlerini paylaşırken, aslında kendi hayatının anlamını aramaktadır... 2017 senesinde ilk romanı Gecede Saklı Yalnız Aşklar ile okuyucularını İtalya sokaklarında gezdiren yazar Adil Yıldırım bu defa spiritüel romanında İstanbul-Bodrum-Roma üçgeninde ilerleyen bir hikâyeyi okurlarının beğenisine sunuyor.
- 2021
Sanki bir laf etsek birbirimize sarılıp ayrılmayacakmışız gibi bir his vardı aramızda. Bunu düşününce ister istemez ürperdim. Bunu kendi kafamda uydurmadığımı hissettiren bakışları, ona baktığımda bana mıhlanıyordu ve bu durum beni daha da karanlık ve dipsiz bir kuyuya atıyordu. Bazı kadınların aşkı erkeği ürkütür, en serseri adamı bile. Çok gerçektir, çok çıplak, çok yabani ve ateşli. Gisella, öyle bir kadındı. Üstünden yaşına uygun çocuksuluğu attığında öldürücü olacaktı… Bora iş hayatında genç yaşta dingin bir rotaya girdiğini fark ederek çalıştığı şirketin Roma ofisine transfer olur. Roma’da hayatına giren kadınlarla bambaşka deneyimlere sürüklendiği bir dönemde, İstanbul’da geride bıraktığını düşündüğü bir kadından sürpriz bir mektup alır. Bu mektup onu hiç beklemediği şekilde, kendi ruhunun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarır. Önceliği anlardan zevk almak ve hayatın tadını çıkarmak olmasına rağmen umarsızlığının, tepkisizliğinin ve aşktaki hâkimiyetinin sınırlarını yeniden keşfetmeye zorlanır. Bir yandan Roma’nın tüm güzelliklerine doyumsuzca sarılan Bora, diğer yandan içinde tanımadığı bir başka ruhun varlığını keşfeder. Gecede Saklı Yalnız Aşklar, bir erkeğin iç dünyasının kapılarını aralayan bir ilk roman….
- 2020
Seytan Tüyü
- 184 Seiten
- 7 Lesestunden
Kırk yaşlarında, burjuvanın aristokrat kanadında büyümüş, varlıklı, kibirli ve aslında narsist bir adam. Kendisi dışında kimseye saygısı olmayan, ruhundaki iyilik kırıntılarını yıllar önce kaybetmiş ve seks hayatında kendini şiddetle ortaya koyan şeytani ruhuna aşık olan biri, Mert Atalay. O, yoluna çıkan herkesi alt etmek için gözünü asla kırpmayacak ve bunu yapmak için elindeki tek koz hayatı boyunca yakasını bırakmayan şeytan tüyü. "Bugüne dek ne arkasında duramayacağım bir şey yaptım ne de yaptıktan sonra kendimi kandırmak için inançlarıma sarıldım. Sadece yaptım, yaşadım ve hissettim. Başıma kötü olaylar geldiğinde ise bunları yaptıklarıma verilen birer ceza olarak görmedim; çünkü kendime bu kadar değer vermedim, Tanrı'nın tüm dünyada olup biten kötülüklerin yanında benim ufak şeytanlıklarımı cezalandıracak kadar bana önem verdiğini hiç aklımdan geçirmedim. Kendimi ne kadar önemli birisi olarak görsem de gerçek patronun kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Günah çıkartıp ağlayarak onun dikkatini çekmeye çalışacak kadar zayıf değilim."