Die junge und schöne Bihter träumt von eleganten Kleidern, von edlem Schmuck und von einer prächtigen Villa. Als der reiche Witwer Adnan Bey um ihre Hand anhält, scheint Bihters sehnlichster Wunsch in Erfüllung zu gehen. Unerfüllt aber bleibt ihre Sehnsucht nach Liebe und Leidenschaft, heimlich beginnt sie eine verhängnisvolle Beziehung mit dem abenteuerlustigen Neffen ihres Mannes. Doch die verbotene Liebe bleibt nicht lange verborgen. Als Bihters intrigante und frivole Mutter in die Villa am Bosporus zieht, ist die Katastrophe unausweichlich. Mit diesem Meisterwerk beginnt die moderne türkische Literatur: ein episches Sittengemälde der mondänen Istanbuler Oberschicht am Ende des Osmanischen Reiches.
Halid Ziya Uşaklıgil Bücher
Halid Ziya, der als großer Meister des türkischen Romans gilt, hat mit seinen Romanen und Kurzgeschichten einen unauslöschlichen Eindruck in der modernen türkischen Literatur hinterlassen, obwohl er im Laufe seiner sechzigjährigen Karriere auch außerhalb der Poesie schrieb. Seine frühen Werke waren von französischen Realisten und Naturalisten beeinflusst, doch später verlagerte er seinen Fokus. Ziya verfolgte in seinen Romanen einen neuen Ansatz und legte den Schwerpunkt auf die künstlerische Analyse des Innenlebens der Charaktere anstelle von handlungsorientierten Erzählungen, wobei er den Roman als eine Form zur Erforschung der menschlichen Psyche betrachtete. Er gilt auch als einer der ersten wirklichen Vertreter des Kurzgeschichten-Genres in der türkischen Literatur, dessen Geschichten natürlicher und lokaler sind als seine Romane. Seine bedeutendsten Werke neben seiner Belletristik sind seine Memoiren, mit denen er sich als einer der produktivsten Memoirenautoren in der türkischen Literaturgeschichte etablierte.




Halid Ziya'ya kadar, romancı muhayyilesiyle doğmuş tek muharririmiz yoktur. Hepsi roman veya hikâye yazmaya hevesli insanlardır. -Ahmet Hamdi Tanpınar- Bu aşk, Bihter'in aşkı, Bihter'le Behlul'ün yasak aşkı, yazarın asıl yazmak istediği ve en çok başarılı olduğu bölüm... Çünkü romanın asıl hayatı Nihal'in vakası olduğu ve onda çok başarılı olduğu halde yazar bunda yüz kat fazla başarılı olmuş, ona oranla "benzersiz" denilecek kadar bu aşkı kusursuz ve nefis bir biçimde yazmıştır. Bu aşkı başlangıcından sonuna kadar bütün anları ve dönemleriyle kılı kırk yararcasına çözümleme ve açıklamada büyük, pek büyük bir kudret ve sanat var. Bu kadar yakından ve bu kadar derinden tanıdığımız bu genç kadının ruh ve aşkı bizi büyülüyor ve sarhoş ediyor; Nihal'le ruhumuzun en ince ve gözyaşı dolu etkilenmelerimiz heyecana getirildikten sonra Bihter'in, "bu İstanbul'un en nefis kadını"nın hayat ve ruhuna girerek o kadar belirsiz, özleyen, ıtırlı bir tutku rüyasına katılıyoruz. Ve bunda o kadar derin ve karanlık bir duygulanma var ki biz de temiz kalmakla düşkünlük arasında Behlûl gibi kararsız kalıyoruz ve hangisini tercih edeceğimize uzun müddet tereddüt ediyoruz. -Mehmed Rauf- Yazarın özgün diline en az dokunuşla günümüzün Türkçesine uyarlanmış, hâlâ yepyeni bir roman. Aşk-ı Memnu, her zaman okunacak.
Halid Ziya'ya kadar, romancı muhayyilesiyle doğmuş tek muharririmiz yoktur. Hepsi roman veya hikâye yazmaya hevesli insanlardır. -Ahmet Hamdi Tanpınar- Tereddütsüz söyleyeceğim ki yazdıklarımın hiçbirisini yazmamış olmak ihtimalini o kadar büyük bir hüzün duymayarak düşünebiliyorum. Fakat Mai ve Siyah için böyle değil! Onu yazmış olmak isterdim. Ve pek iyi etmişim ki yazmışım. Onun için, eksiklikten arınmıştır, baştan ayağa meziyettir demiyorum. Fakat onda hemen bütün ben varım, benim bir daha geri gelmeyecek olan emellerle, hülyalarla ve onların yanı başında hüsranlarla, elemlerle dolu olan gençliğim var. Hatta yalnız benim değil… Bütün gençler var... Memleketimin bedbaht gençliği var. Sizler varsınız... -Halid Ziya Uşaklıgil- Kitap olarak ilk defa 1898'de basılan Mai ve Siyah'ı hazırlarken Halid Ziya'nın romandaki düzenlemelerini de içeren 1938 baskısını esas aldık. Bu iki baskıyı karşılaştırıp yıllardır süregelen hataları tek tek saptayarak açıklamalı notlarla ve ilk baskıdan görsellerle eseri zenginleştirmeye çalıştık. İlk defa okuyucuyla buluşmasının üzerinden yüz yılı aşkın zaman geçse de bu başyapıt, hâlâ tefrikasına başlanıldığı günkü kadar yeni. O günden bugüne, ülkenin bütün kuşaklarınca okundu, tartışıldı, tekrar tekrar yorumlandı. Daha önemlisi, hep sevildi. Çünkü Mai ve Siyah, bizim romanımız.
Aşk-ı memnu
- 520 Seiten
- 19 Lesestunden
Die junge und schöne Bither heiratet einen reichen Witwer und wird trotz Luxus nicht glücklich. - Ein Meilenstein der modernen türkischen Literatur aus dem Jahr 1900